Kollajen Takviyeleri Kullanmanın 6 Faydası

01 Ağustos 2021

Kollajen vücutta fazla bulunan bir proteinlerdir. Tendonlar, ligamentler, deri ve kaslar dahil olmak üzere vücudun çeşitli kısımlarını oluşturan bağ dokuların ana bileşenidir. Kollajen ayrıca kan damarları, kornealar ve dişler de dahil olmak üzere diğer birçok vücut bölgesinde bulunur. Kollajenin cilt yapısına katılmak ve kemikleri güçlendirmek de dahil olmak üzere birçok önemli işlevi vardır. Kollajen, dokuları bir arada tutan “tutkal” gibi düşünülebilir. Aslında, kollajen kelimesi Yunanca’da tutkal anlamına gelen “kólla” kelimesinden gelmektedir. Kemik suyu gibi besinlerden kollajen alınabilir. Kollajen tüketmek eklem ağrısını hafifletmekten cilt sağlığını iyileştirmeye kadar çeşitli yararlar sağlar. Son yıllarda iki tip takviye popülerlik kazanmaktadır: hidrolize kollajen (kollajen hidrolizat) ve jelatin. Bunlarda büyük protein molekülü (kollajen) vücutta daha kolay emilen daha küçük peptitlere ayırılmış durumdadır.

1-Cilt Sağlığını İyileştirebilir
Kollajen Takviyeleri Kullanmanın En Önemli 6 FaydasıKollajen cildin önemli bileşenlerinden biridir. Cildin güçlenmesini sağlar, esneklik verir ve nemlendirir. Yaşlandıkça, vücutta daha az kollajen üretilir, cilt kurur ve kırışıklıklar oluşur. Çeşitli çalışmalar kollajen peptitlerin veya kollajen içeren takviyelerin, kırışıklıkları ve ciltteki kuruluğu azaltarak cildin yaşlanmasını yavaşlatabildiğini göstermiştir. Kollajen takviyeleri vücudu kollajen üretmek için uyarır. Kollajen takviyeleri fibrillin ve elastin gibi cildin yapılanmasına yardım eden proteinlerin üretimini uyarabilir. Kollajen takviyelerinin, tam olarak kanıtlanmamış olsa da akne ve başka cilt sorunlarını önlemeye yardımcı olduğunu iddia edenler de vardır. Kollajen, çizgileri ve kırışıklıkları en aza indirerek cildin görünümünü iyileştirmek için topikal tedavilerde kullanılır. Bazı alternatif tıp uygulayıcıları ayrıca, sızdıran bağırsak sendromunu tedavi etmek için kollajen takviyelerinin kullanılabileceğini savunur.

2-Eklem Ağrısının Rahatlamasına Yardımcı Olur
Kollajen, eklemleri koruyan kauçuğa benzer bir doku olan kıkırdağın bütünlüğünü korumaya yardımcı olur. Yaşlandıkça vücuttaki kollajen miktarı azalır, osteoartrit ve benzeri dejeneratif eklem bozuklukları gelişme riski artar. Yapılan çalışmalarda, kolajen takviyesi alınmasıyla osteoartrit belirtilerinde iyileşme ve eklem ağrılarında genel bir azalma görülebildiği anlaşılmıştır. Araştırmacılar kollajen takviyelerinin kıkırdakta birikebildiğini ve dokuları kollajen yapmak için uyardığını düşünmektedir. Bunun iltihaplanmanın azalmasına, eklemlerin desteklenmesine, ağrıların azalmasına neden olabileceğini öne sürülmüştür. Ağrı giderme etkisi nedeniyle takviye kollajen almak isteyenlerin günde 8 ile12 gramlık bir dozla başlaması önerilmektedir.

3- Kemik Kaybını Önleyebilir
Kemiklerde büyük oranda kollajenden bulunur ve kemikleri güçlü tutmaya yardımcı olur. Yaşlandıkça vücuttaki kollajen bozulduğu için kemik kütlesi de bozulur, böylece osteoporoz (kemik erimesi) gibi sorunlara neden olabilir. Çalışmalar, kollajen takviyesi almanın, Kollajen Takviyeleri Kullanmanın En Önemli 6 Faydasıosteoporoza yol açan kemik yıkımını önlemeye yardımcı olan bazı etkiler gösterebileceğini ortaya çıkarmıştır. 70 günlük bir çalışmada osteoartriti olan ve takviye verilen insanların ağrılarında plasebo alanlara kıyasla belirgin bir düşüş yaşanmıştır. Araştırma sonuçları umut vericidir ama kollajen takviyesinin kemik sağlığı üzerindeki rolü netleşmeden önce insanlar üzerinde daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır.

4- Kas Kütlesini Artırabilir
Kollajenin kas dokuda bulunma oranı %1-10’dir. Kollajen, kasların güçlü olması ve düzgün çalışması için gerekmektedir. Kollajen takviyeleri yaşlanmayla ortaya çıkan sarkopeni (kas kütlesinde kayıp) hastalığını kas kütlesini artırmak yoluyla tedavi edebilir. Yaşlı erkeklerde 2015 yılında yapılan bir araştırma, kollajen peptid takviyeleri ve kuvvet antrenmanının bir kombinasyonunun kas kütlesini ve gücünü bir plasebodan daha fazla arttırdığını göstermiştir. Araştırmalara göre kollajen alınması kreatin ve benzeri kas proteinlerinin sentezine destek olur, egzersiz sonrasında kasların büyümesini sağlar.

5- Kalp Sağlığını Destekler
Araştırmacılar, kollajen takviyelerinin kalple ilgili sorunlar yaşama riskini azaltmaya yardımcı olabileceği kanaatindedir. Kollajen, atardamarların yapısında da bulunur. Yeterince kollajen yoksa arterler narin ve zayıf olur. Bu durum atardamarların daralmasına sebep olan ateroskleroza yol açabilir. Aterosklerozun felç ve kalp krizine sebep olma potansiyeli vardır. Diğer alanlarda olduğu gibi kalp sağlığında kollajen takviyelerinin rolü hakkında da daha fazla çalışma yapılmalıdır.

6- Diğer Sağlık Faydaları
Kollajen takviyeleri aşağıdaki konulara da yardımcı olabilir fakat bunlar üzerinde kapsamlı çalışmalar yapılmamıştır.
Tırnak ve saç: Kollajen almakla, kırılganlık önlenebilir, tırnakların gücü artabilir, saçlar ve tırnaklar daha fazla uzayabilir.
Bağırsak sağlığı: Destekleyici hiçbir bilimsel kanıt olmamasına rağmen, geçirgen veya sızdıran bağırsak sendromunun tedavisi için kollajen takviyeleri önerilmektedir.
Beyin sağlığı: Hiçbir çalışma kollajen takviyeleri ile beyin sağlığı arasında bir bağlantı olup olmadığı incelememiştir ama bazı kişiler ruh halini iyileştirdiğini ve anksiyete belirtilerini azaltabildiğini iddia etmektedir.
Kilo verme: Kollajen takviyeleri almanın kilo vermeye ve metabolizmayı hızlandırdığına hızlanmasını inanılmaktadır. Bu iddiaları henüz bir çalışmayla desteklenmemiştir.


Diğer Kullanımlar
Kollajenin gıdadan ilaç üretime kadar birçok kullanımı vardır. Binlerce yıldır tutkal oluşturmak için kullanılmıştır. Bugün hala müzik aletleri için teller (bağırsaktaki kollajenden) oluşturmak için kullanılmaktadır. Gıda alanında, jelatin oluşturmak için kollajen ısıtılır, kollajen ayrıca sosis için kılıf yapmak için kullanılır. Tıp alanında, plastik cerrahide dolgu maddesi olarak ve ciddi yanıklara pansuman yapmak için (yara örtüsü olarak) kullanılır.

Kollajen İçeren Doğal Gıda Kaynakları
Kollajen hayvanların bağ dokularında bulunur, dolayısıyla tavuk derisi, sığır eti ve balık gibi yiyecekler kollajen kaynaklarıdır. Kemik suyu gibi jelatin içeren gıdalar da kollajen sağlar. Jelatin temel olarak pişirilmiş kollajendir, bu nedenle kollajen üretimi için gereken amino asitler bakımından zengindir ancak kollajen açısından zengin yiyecekleri tüketmenin aslında vücuttaki seviyeleri artırıp artırmayacağı konusunda tartışmalar vardır. Kollajen açısından zengin gıdaların takviyelerle aynı faydalara sahip olup olmadığı konusunda herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Gıdalardaki kollajen, sindirim enzimleri tarafından amino asitlere ve peptitlere ayrılır. Takviye şeklinde alınan kollajen parçalanmış ya da hidrolize olmuş durumdadır, bu sebeple emilimi gıdalardan alınan kollajene göre daha verimlidir.

Kollajen Üretimini Artıran Besinler
Tüm kollajenler prokollajen olarak başlar. Vücutta glisin ve prolin adlı iki amino asit birleşerek prokollajen oluşturur. Bu işlem sırasında C vitamini kullanılır. Aşağıdaki besinlerin bol miktarda alınması vücutta bu önemli proteinin üretmesine yardımcı olabilir:
C Vitamini: Turunçgiller, biber ve çileklerde büyük miktarlar bulunur.
Prolin: Yumurta akı, buğday tohumu, süt ürünleri, lahana, kuşkonmaz ve mantarlarda büyük Kollajen Takviyeleri Kullanmanın En Önemli 6 Faydasımiktarlar bulunur.
Glisin: Tavuk derisi ve jelatinde büyük miktarda bulunur ancak glisin protein içeren çeşitli gıdalarda da bulunur.
Bakır: Büyük miktarda organ etleri, susam tohumları, kakao tozu, kaju fıstığı ve mercimekte bulunur.
Vücudun yeni proteinler yapması için gereken amino asitleri içeren yüksek kaliteli proteinlere ihtiyaç vardır.

Kollajene Neler Zarar Verir?
Kollajeni yok eden ya da zarar veren aşağıdaki davranışlardan kaçınmak önemlidir:

Şeker ve rafine karbonhidratlar: Şeker, kollajenin kendini onarma yeteneğine müdahale eder. İlave şeker ve rafine karbonhidrat tüketimini en aza indirilmelidir.
Çok fazla güneş ışığı: Ultraviyole ışınları kollajen üretimini azaltabilir. Aşırı güneş ışığından kaçınılmalıdır.
Sigara: Sigara içilmesi vücuttaki kollajen üretiminde azalmaya neden olabilir. Bu, yara iyileşmesini bozabilir ve kırışıklıklara yol açabilir.
Otoimün bozuklukların ( lupus hastalığı gibi) da kollajene zarar verdiği bilinmektedir.


Kollajen Eksikliği Nasıl Tamamlanır?
Kollajen peptid, gıdalara kolayca dahil edilebilen bir toz halinde getirilir. Peptit formu jelleşmez, bu nedenle görünümünü etkilemeden smoothielere, çorba veya fırınlanmış ürünlere karıştırılabilir. Ev yapımı jöle yapmak için de jelatin kullanılabilir.

 

Makalemizi emojilerle desteklemeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.


Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış. İlk Yorumu Yapan Sen Ol!

Henüz yorum yapılmamış. İlk Yorumu Yapan Sen Ol!

Henüz yorum yapılmamış. İlk Yorumu Yapan Sen Ol!

Sizin için Seçtiklerimiz:

Hızlı Yemek Yemenin Zararları
Hızlı Yemek Yemenin Zararları

Yoğun bir iş temposunda çalışıyor olabilirsiniz, önemli bir aktiviteye yetişmek isteyebilirsiniz veya başka bir sebeple aceleniz olabilir. Her şeyden önce, mesleğimiz ne olursa olsun hatta ev hanımı bile olsak yapılacak bir sürü işimiz her zaman vardır.

Yoğun bir iş temposunda çalışıyor olabilirsiniz, önemli bir aktiviteye yetişmek isteyebilirsiniz veya başka bir sebeple ...

Sonbahar Kaygısı: Bu Sezon Neden Daha Stresli Hissedebilirsiniz?
Sonbahar Kaygısı: Bu Sezon Neden Daha Stresli Hissedebilirsiniz?

Sonbahar kaygısı, bazı insanların sonbahar aylarında hissetmeye başladığı kaygıdaki yıllık artıştır. Uzmanlar, bu kaygının bazı nedenlerinin yeni bir eğitim yılına başlamak, tatil sezonunun başgösteren stresi veya yaz boyunca istenilen hedeflere ulaşamamanın olası pişmanlıklarından kaynaklanabileceğ

Sonbahar kaygısı, bazı insanların sonbahar aylarında hissetmeye başladığı kaygıdaki yıllık artıştır. Uzmanlar, bu kaygın...

Baharat İle Bitkilerin Antibakteriyel Ve Antifungal Özellikleri
Baharat İle Bitkilerin Antibakteriyel Ve Antifungal Özellikleri

Bitkilerde ve baharatlarda bulunan fenolikler, karotenoidler ve organosülfür bileşikleri gibi fitokimyasallar, antimikrobiyal olarak işlev görür. Karanfil, kekik, kekik, tarçın, kimyon, biberiye, sarımsak, zencefil, fesleğen, rezene, kişniş ve havlıcanın antibakteriyel ve antifungal aktivite gösterd

Bitkilerde ve baharatlarda bulunan fenolikler, karotenoidler ve organosülfür bileşikleri gibi fitokimyasallar, antimikro...